Günbatımı resimleri

Karışık doğa resimleri

Arka fontlar

Banner fontları

Buton arşivi

Ülke bayrakları

İkon arşivi 1

İkon arşivi 2

İkon arşivi 3

» http://yigit-camci.it.gg
» http://yigit-camci.tr.gg
» http://yigit-camci.de.tl
» http://yigit-camci.page.tl
» http://yigit-camci.es.tl
» http://yigit-camci.cz.tl
» http://yigit-camci.fr.gd



"Forum"a kayıt olmak istiyorum

Sanal alemin en eğlenceli ve bilgili sitesi. Eğlendirirken öğreten site.

Olumun-en-kotu-yolu-diye-bir-sey-var-mi

Anna Gosline'ın New Scientist'de çıkan “Ölmek Nasıl Bir Şey?” başlıklı yazısı  insanın yüreğini ağzına getiriyor. Gosline boğulmanın, yüksek bir binadan düşmenin ve diğer kötü ölüm şekillerinin nasıl olduğunu öğrenmek için uzmanlarla röportajlar yapmış. Bu da insanı düşündürüyor en kötü ölüm şekli ne acaba?

Öyle görünüyor ki; en kötü ölüm şekli biraz sübjektif bir şey. İnternet üzerinde yapılan bir takım anketler var (yanmak en üst sırada). Ama doktorlar veya cenaze işleriyle uğraşan profesyoneller arasında bu konuda yapılan bir araştırma yok. Bir kişinin korkuları onun kişisel en kötü ölüm şeklini etkileyebilir. Mesela yüksekten korkan biri için bir binanın tepesinden düşmek oldukça korkutucu olabilir ama başkası için en kötü ölüm şekli olmayabilir.
Ölüm şeklinin farkında olmak ve bilinmeyenin korkusu bir ölümü diğerinden daha korkunç yapabilir. Mesela uçak kazasında ölmek, uçağın hızla düşmeye başlması ile yere çakılması arasında geçen zaman korkunun ortaya çıkması için yeter de artar bile. Daha kötüsü duruma bağlı olarak yolcuların bütün süreç boyunca bilinçleri açık olabilir.  Uçak kelimenin tam anlamıyla ve durduralamaz  bir biçimde  yolcularını ölüme taşır ve onlar da bunun tamamıyla farkında olur.

Ölümlerin hemen hemen her şeklinde kurban ölüm meleği gelmeden  önce bilincini yitirir bunun sonucunda da ölen kişi korku hissetmez. Ama ölmeden önceki dakikalar acı ve korku dolu olabilir. Bu konuda görüşülen bir doktor Afrika'da sülfürik asit tanklarının etrafında çalışan bir işçinin hikayesini anlatıyor. Adam bir gün tanklardan birine düşer. Hemen dışarı atlar ama sülfürik aside bulanmış durumdadır ve bu da kimyasal olarak onu yakmaya başlar. Panik ve acı içinde adam dışarı koşar arkadaşları yardımına koşana kadar adam ölür. Asit, adamı feci şekilde yakmış, ölümüne sebep olmuş, derisini dağlamış, kan damarlarını yakmış ve organlarını yok etmiştir. Acı inanılmaz derecededir ve durumun geri dönüşü yoktur. Bu, hiç şüphe yok ki ölmek için herkese göre çok kötü bir yoldur.

Peki bu hikayelerde ne var? Neden bir adımın derisinin kemiklerine kadar yanarken deliler gibi koştuğunu hayal etme isteği duyarız. Neden Gosline'ın yazıları çok popüler oluyor? Yani, neden ölümü bu kadar düşünüyoruz?




Copyright © 2010-2011 Tasarım ve sitemizin bütün kodlamaları Yiğit CAMCI'ya aittir.
Copyright © 2010-2011 Design and our all encodings Yiğit CAMCI belongs.
Sitemiz en iyi Mozilla firefox ve İnternet explorer tarayıcılarında,1024x768 boyutunda görüntülenmektedir.
toplist Ana Sayfa
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol