Tesaduf-diye-bir-sey-var-mi

Joseph Figlock, kendisi ABD'nin Detroit kentinde 1930lu yıllarda sokakları süpüren bir çöpçüydü ve 1937 senesinde bir akşam doğru zamanda doğru yerde olmasının dışında göze çarpan bir özelliği de yoktu. Figlock o akşam her zamanki gibi yerleri süpürüyordu birden yukarıdan kafasına bir şey düştü. Kafasına gelen şey Figlock'un önünü süpürdüğü 4 katlı apartmanın en üst katından yere düşen bir bebekti! Figlock bebeğin düşüşünü yumuşatmıştı ve neyse ki ikisine bir şey olmamıştı. Figlock'un şansı (veya şansızlığı) gelecek sene de devam etti ve bir kere daha kafasına bir şey düştü. Gariptir ki bu sefer de düşen şey bir bebekti, hatta aynı bebekti yine aynı yerden düşmüştü ve Figlock yine bebeğin hayatını kurtarmıştı.
Charles Coghlan, Kanadalı meşhur bir tiyatro oyuncusu ve oyun yazarıydı. Tiyatro topluluğuyla Fransız Devrimini anlatan oyunu "Citizen Pierre" (Yurttaş Pierre) sahnelemek için gittiği ABD, Teksas eyaletindeki Galveston kentindeyken hayatını kaybetti. 27 Kasım 1899'da tam 58 yaşında ölmüştü. Karısı ayrı yaşadığı eşinin cenazesinin doğduğu yer olan Kanada'nın doğu kıyısındaki Prince Edward Adasına gönderilmemesine karar kılmıştı. Coghlan'ın cenazesi Galveston'da kurşun bir tabutun içinde gömüldü. Gelecek sene ise büyük bir fırtına Galveston'ı yerle bir etti. Mezarlık da dahil kentin büyük bir kısmı sular altında kalmıştı. Coughlan ve diğer bir çok mevtanın tabutu Meksika Körfezine sürüklendi. Sekiz sene sonra yani 1908 senesinde balıkçılar Prince Edward adasının açığındaki Fortune Körfezinde bir şey farketti, bu üzerinde Charles Francis Coghlan adı yazan kurşun bir tabuttu. Coghlan bir şekilde vaftiz edildiği kilisenin bir mil açığında tekrar ortaya çıkmıştı ve en sonunda da orada tekrar toprağa verildi.
Son olarak Richard Parker'ın hikayesi var, kendisi Edgar Allen Poe'nun 1838 senesinde yazdığı Arthur Gordon Pym'in Olağanüstü Serüveni isimli romanındaki Grampus isimli gemide çalışan hayali bir kamarot ( bir tür miço yani). Romanda Grampus gemisi batıyor ve 4 kişi kurtuluyor, açık denizde bir filika üzerinde sürüklenmeye başlıyorlar. Yasal olmasa da denizcilerin bazı adetleri vardır, mesela gemiyi en son kaptan terk eder gibi. İşte bu 4 adam buna benzer bir adeti uygulamaya karar veriyor ve çöp çekiyorlar. En kısa çöpü çeken kişi en kısa ikinci çöpü çeken tarafından öldürülüp afiyetle yeniyor. Romanda en kısa çöpü Richard Parker çekiyor. Bu tamamen kurgu,evet. Ama 50 yıldan daha kısa bir zaman sonra yani 1884 senesinde Mignotte adında bir gemi Avusturalya'ya gitmek üzere yola çıktığında işler biraz kurgunun ötesine geçti. Bu gemideki tayfanın arasında da Robert Parker adında bir kamarot vardı. Peki Mignonette gemisi aynı şekilde Güney Pasifik'te battı mı? Evet? Aynı şekilde kurtulanlar bir filikada açık denizde sürüklenmeye başladı mı? Evet. Peki bu kişiler çöp çekti mi? Evet, en kısa çöpü çeken ve arkadaşları tarafından mideye indirilen kişi de Robert Parker'dan başkası değildi.
Bütün bu olayların matematiksel bir hesabı olabilir ve varsa büyük ihtimalle bu hesaplar da bu olaylar kadar inanılmazdır. Ama bazen evrene bakıp sadece şaşırmak da güzel olabiliyor.